17 Nisan 2013 Çarşamba

MEMLEKET Mİ TUZLUCA MI ?


Memleket dediğin mutlaka modern,medeni,yenilikçi olmalıdır. İnsanları hoşgörülü, misafir perver ve çalışkan olmalıdır benim kanım bu.Doğrusunu söylemek gerekirse Memleketim bu değerli çok da taşımıyor. Üzülerek söylüyorum ki kahve köşelerinde iskambil  oyun oynamayan çok az sayıda genç veyahut orta yaşlarda insanlar var. Hemen hemen her köşe başında oyun salonları vardır. İş,güç ,istihdam alanı evet azdır ancak bu onların sabah-akşam kahve mesaisi yapmalarını meşru kılmaz.Ne istediklerini bilmezler seçimden seçime kişisel çıkar peşine koşan çoktur.Halay çekmeyi, oyun oynamayı çok severler. Nerde bir tıngo-mıngo ses duysalar hemen orda hazır olurlar.Tam Demokrat insanları,ilkeli siyaset yapanları 10 parmağımı geçmeyecek kadar azdır. Parti değiştirmeden yani daldan dala atlayanlar çok olmuştur. Ne yazık ki yeni nesil bizler  bu konuda örnek birey bulmakta zorlanıyoruz.

Zamanında aşiretler arası kavga çokça yaşanmıştır. Bu sebeple kimseler birbirine güvenmez,sırt sırta vermez.Bunlar olmayınca birliktelik den güç doğar tezimiz mâlesef ki burada çöküyor.
Tuzluca eski bir Ermeni köyüdür.Ancak Kentte yaşayan hiçbir Ermeni ailesi kalmamıştır. 1915 olaylarında Tuzluca Ermenileri de nasibini almışlardır. Şia mezhebine bağlı Azeriler yaşamaktadır.Bu insanlar biraz daha çalışkan,memur ve yeşil vadi köylerine sahiptirler. Tamamına yakın meyve-sebze üretimi bu vatandaşlarımız sağlamaktadır.

Millet olarak veya mezhepsel bir çatışma şuana kadar ben de görmedim.Çok şükür de yaşanmamıştır. Yine aynı kahvelerde otururlar.Kız alıp-vermeler olur. Kirvelikler devam eder.Bu konuda bir problem olmaması da sevindiricidir tabi.
Okuma-yazma oranı çok yüksek olmamakla birlikte çocuklarını hiç okutmayan aile de azdır.
Son zamanlarda hemen hemen her aileden bir üniversiteli genç  çıkması yukarı da saydığım değerleri yakalamak adına bizi  ümitvâr kılmıştır.
Tuzluca da da gök mavi,dal yeşil,tarla sarıdır. Yaylalarında kuşlar örtü,böcekler çok vardır yeter ki Memleket dememiz için insani değerler,modernite,yenilikçi, ilkeli insan ve insanları olsun. Zira bir yeri Memleket kılan İnsanlarıdır. Gönül ister ki sadece ebeveynlerimizi görmek için oraya gitmeye mecbur olmayalım.Memleket deyip yolumuzu verelim.Güzel insanlar görelim tek umudumuz,arzumuz bu yönde...

                                
YAKUP SERHAD - yakup_cakmak494@hotmail.com

16 Nisan 2013 Salı

İtiraf Sayfası - Yakup Serhad yazdı

Son zamanlar da özellikle sosya medya veyahut sair internet sitelerinde gazete köşelerine bakıyorum. Hemen hemen her ilin bilmem üniversitenin bir "itiraf sayfası" var. Malesef günah,günahkâr meşru gösterilip duruluyor. Öyle ki 'bu ne hal?' demekten insan kendini alamıyor. En azından eskiden günahlar gizli işlenirdi. Allah ki Settar ismi ile bütün günahların üstünü örter. Belki af eder,belki bazıları affetmez. peki ya şimdi ? işlenen günahlar yetmez mi gibi şimdi de herkesle paylaşılıyor. Allah'ın üzerine örttüğü günahını üzerindeki - teşpihte hata olmasın- bezi üzerinden alıyor. Neyin kafasıdır? Anlaşılmaz bir yol alıp gidiliyor. Büyük bir ârsızlıkla ey falanca kişi ben şu tarihte ,şu saatte bu günahı işledim diyebiliyor. Günahına ortak arayan mı desen,günahına şahit tutmak mı ne dersen var. Akılsazca bir iş olduğu kesin. Ahirette günahını inkar da edemez ki o kadar şahit tuttu kendine. Ne dersiniz ? Efendimiz s.a.v. in Ashab-ı Güzinine tarif ettiği ve Onların ''bu da mı olacak Ya Rasulallah''diye hayretlerini ifade ettikleri devirlere ulaştık herhalde! Son olarak Hazreti Rasullah'ın bu konudaki bir hadisi-kutsini paylaşmak isterim. "Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı aleni işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işledigi kötü bir ameli ALLAH örtmüştür. Ama, sabah olunca o: "Ey falan, bu gece ben şu şu işleri yaptım!" der. Böylece o, geceleyin ALLAH kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki ALLAH'ın örtüsünü açar. İşte bu, günahı aleni işlemenin bir çeşididir." (Buhari, Edeb 60) Ne diyelim .Rabbim tüm günahların gizlisinden de aşikarından da muhafaza buyursun bizleri. (Amin)

15 Nisan 2013 Pazartesi

FAZIL SAY HAKKINDA YAZIM

KISA YAZDIM FAZIL SAY HAKKINDA Şair eceli değil şiiri ile ölürmüş. şiirleri ile şairin de başı belaye girer okuyanında, yakın zamanda bunu Akp hükümetinde görmek çok kolaylaştı. Buyrun bugün de Fazıl Say'a 10 yıl hapis cezası çıktı! Kalemi elinden alınan onlarca yazar, en son ki isim Hasan Cemal. Fazıl Say opirtizme bulaşmış tipi kayık bir yolcu, savunacak bir yani yok ancak gel gör ki şu hukuk sistemi bize Fazıl Say'ı dahi savundurttu ya diyecek birşey bulamıyorum. "Başkasının yazdığı şiir yüzünden beni içeri attılar" diyen Erdoğan şimdi aynı mahduriyeti Fazıl Say'a yaptırması büyük bir çelişkidir,çifte standarttır. yargı görevdedir evet ama bağımsız değildir. bu külü yutturamazsınız herkesçe de malumdur. Ömer Hayyam şiirlerini rt yapan piyaniste 10 yıl hapis veren sistem Ömer Hayyam'ı mezarından çıkartıp kaç yıl ceza verir düşenemiyorum. YAKUP ÇAKMAK. yakup_cakmak494@hotmail.com